Osmaniye Çince Tercüman, Çince Tercüme Osmaniye - CindeTURKTercuman.Com - Çince Tercümanlık

Osmaniye Çince Tercüman, Çince Tercüme Osmaniye

Osmaniye Çince Tercüman, Çince Tercüman Osmaniye  İli ve Çevresi Tercümanlık Hizmeti

 

Çince profesyonel tercümanlarımız size en kaliteli bir şekilde tercümanlık hizmeti vermek amacıyla taleplerinizi bekliyoruz.
 

Osmaniye Çince Tercümanlık Hizmetlerimiz

 

Fuar, Toplantı, Fabrika tercümanlığı,
 

Çinli Misafir karşılama tercümanlığı,

 

Makina montaj eğitim tercümanlığı,

 

Tur, Gezi,  Rehber tercümanlığı,
 

Eğitim tercümanlığı,


 

Osmaniye 'da Nasıl Çince Tercümanlık Hizmeti Alabilirsiniz?



 

- Telefonla (whatsapp) nolu telefondan yada tercüman talep formu veya cindeturktercuman.com@gmail.com üzerinden bize Osmaniye çince tercüman ekibimizden talep edebilirsiniz.

 

- En Kısa Sürede talep ettiğiniz tercüman ihtiyacınıza göre belirlenip size fiyat, çalışma koşulları ve diğer sorularınızı cevaplayarak tercümanlık hizmeti almaya başlıyorsunuz.


 
Osmaniye  Çince Tercüman için Tıkla
 
Osmaniye Genel Bilgi 
 
 
Akdeniz Bölgesi’nin doğu kesiminde yer alan Osmaniye, doğusunda Gaziantep, güneyinde Hatay, batısında Adana, kuzeyinde Kahramanmaraş illeri ile çevrilidir.Çukurova’da yer alan il topraklarını Orta Toroslar, Doğu ve Güneydoğu kesiminde de Amanos Dağları ile bu dağların uzantısı Kösür (Gavur) Dağı (1.702 m.) engebelendirir. Bu dağların dışında ilin belli başlı yükseltileri ; Koyunmelen Dağı (2.108 m.), Kelda Dağı (1.900 m.), Büyük Kösür Dağı (1.626 m.), Tozaklık Dağı (1.616 m.), Hacıdağı (1.549 m.), Honazin Gediği (1.086 m.), Haçbel Dağı (1.426 m.), Boğatepe ( 850 m.)’dir. İlin etrafını çevreleyen bu dağlarda irili ufaklı pek çok yayla bulunmaktadır. Zorkun, Ürün, Fenk, Almanpınarı ve Maksutoğlu yaylaları bunların başında gelmektedir. Çukurova’nın Osmaniye ili sınırları içerisinde kalan kesimi Yukarı Ova olarak anılmaktadır. 
 
İlçe topraklarını Ilısu ve Akçasu Çaylarını toplayan Ceyhan Nehri sulamaktadır. Deniz seviyesinden 118 m. yüksekliktedir. İlin yüzölçümü 3.222 km2 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 458.782’dir. 
 
Genellikle tarım yapılan düz alanlar dışında, dağlarda kayın, meşe, gürgen, sedir, kızılçam ve karaçam ormanları bulunmaktadır. Osmaniye’nin iklimi, dağlık ve ovalık alanlarda farklılık göstermekle birlikte, tipik Akdeniz iklim özelliği göstermektedir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. 
 
İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, ticaret, dokumacılık ve sanayie dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında yerfıstığı, buğday, soya, mısır, pamuk, çeltik ve çiğit gelmektedir. Tarım ürünleri arasında yerfıstığı önemli olup, üretiminde ve pazarlamasında Türkiye’nin merkezi durumuna gelen Osmaniye, dünya sıralamasında yerini almıştır. Yapılan üretimin büyük bir kısmı, fıstık fabrikalarında işlenerek yurt dışına ihraç edilmektedir. Ayrıca sebze, meyve ve narenciye de yetiştirilmekte olup, seracılık da yapılmaktadır. Hayvancılıkta sığır, koyun ve keçi yetiştirilmektedir. Karatepe’de dokunan kilimler ilin ekonomisine katkıda bulunmaktadır. 
 
Osmaniye’nin yer aldığı Kilikya Bölgesi MÖ.XIV.yüzyılda Hititlerin egemenliği altında olup, Hitit Federasyonu’ndan Kızwatna Krallığının toprakları içerisinde idi. Asurlular bir süre bölgeyi egemenlikleri altına almışlarsa da sonunda Kilikyalılar onlara karşı ayaklanmışlardır. MÖ.VI.yüzyılın ortalarında Kilikya Bölgesi ile birlikte Osmaniye Perslerin eline geçmiş ancak, MÖ.333 yılında Büyük İskender’in Pers İmparatoru Darius’u Adana’nın doğusundaki Dörtyol-Payas Ovası’nda yenmesinden sonra Makedonyalıların egemenliğine geçmiştir. Büyük İskender İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra Çukurova ile birlikte Osmaniye de Seleukosların payına düşmüştür. Akdeniz korsanlarının, Roma deniz 
 
ticaretine ağır darbeler vurmasından ötürü, Roma buraya güçlü bir ordu göndermiştir. Romalılar ilk savaşta başarılı olamamışlar, Pompeus’un emrine bütün eyalet kuvvetleri verilmiş ve bunlara 500 savaş gemisi de katılmıştır. Romalılar korsanların kalelerini ele geçirmiş ve böylece Kilikya bölgesi Roma İmparatorluğu’nun topraklarına katılmıştır. İmparator Hadrianus MS.120-135 yıllarında Çukurova bölgesine önem vermiş ve burasını önemli bir ticaret merkezi haline getirmiştir. MS.395’de Roma’nın ikiye ayrılmasından sonra Adana ile birlikte Osmaniye, Doğu Roma’nın yönetimine girmiştir. 
 
MS.VII.yüzyılın ortalarında Arap akınlarının Anadolu’ya yönelmesinden sonra, Emevi halifesi Abdülmelik (685-705) yöreyi ele geçirmiş ve İslâm kültürünün kökleşmesinde etkili olmuştur. 
 
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra, Kutalmış oğlu, 1. Rükneddin Süleyman Şah Adana, Tarsus, Misis ve Anazarva dahil bütün Çukurova’yı ele geçirmiş (1082-1083), böylece bütün Çukurova bu tarihte, Anadolu Selçuklu Devleti’nin egemenliğine girmiştir. MS.XIII.yüzyılda Memlûklular Ermeni Prensliğini ortadan kaldırmıştır. Horasan’dan gelen oğuzların Yüreğir boyundan Ramazanoğulları Adana ve çevresine yerleşmiştir. Ramazanoğulları Beyliği Osmanlı İmparatorluğu ile Mısır’ın Kölemen sultanları arasında sıkışıp kalmıştır. Çukurova bölgesi Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında (1517) Osmanlı topraklarına katılmışsa da, Ramazanoğlu Mahmut Bey’in Yavuz Sultan Selim ile Mısır Seferine katılması ve Adana şehrinin anahtarını Ona vermesinden ötürü eyaletin yönetimi bir süre daha Ramazanoğulları’nın elinde kalmıştır. Ramazanoğulları babadan oğula geçen valilik sistemi ile Adana ve Çukurova bölgesini Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı kalarak idare etmiştir. 
 
1517 yılında Toprakkale’nin doğusunda İpek Ticaret yolunun da içinden geçtiği yerde önemli bir ticaret merkezi ortaya çıktı. Fakuşağı, Dereobası, Karacalar ve Erzin’i de içerisine alan bu bölgeye Kınık adı verilmiştir. Bu şehre Adana, Tarsus, Maraş ve Belen den Bezirganlar ticaret mallarını getirerek İsneyn pazarında satıyorlardı. Pazar Salı günü kurulduğu için adına İsneyn denilmiştir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bu bölgeden Kınık Şehri olarak bahsetmektedir. Kınık’ın bugünkü Osmaniye olduğu kuvvetle muhtemeldir. 
 
Osmanlı Devletinin Duraklama döneminde Anadolu’da çıkan Celali İsyanları Amanos’larda yaşayan Ulaşlı aşiretini de etkilemiş, Osmanlı Devleti iç güvenliği ve siyasi istikrarı sağlamak amacıyla Derviş Paşa’yı Çukurova’da mecburi iskanı uygulamak üzere görevlendirmiştir. Derviş Paşa Fırka-i İslahiye adı verilen askerlerle Osmaniye’nin Dereobası Köyünün yamacına 1865 yılında karargahını kurmuştur. Dağdaki Ulaşlı Aşiretini Hacı Osmanlı Kariyesine, ovada yaşayan Cerit, Akçakoyunlu, Tecirli aşiretlerinin de ovada bulundukları bölgeye yerleştirmiştir. 
 
XIX.yüzyılın ilk yarısında Osmanlı İmparatorluğuna karşı isyan eden Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa Adana ve yöresini ele geçirmiş, Kütahya Antlaşması (1833) ile Mısır’a bağlanmış, ardından yapılan Londra Antlaşması (1840) ile tekrar Osmanlı topraklarına katılmıştır. 
 
1866 yılında Hacıosmanlı merkezli kurulan Osmaniye, Payas, Üzeyir, Cebeli Bereket sancağı Halep eyaletine, Osmaniye de Cebeli Bereket Sancağı bağlanmıştır. Cebeli Bereket Sancağı Gavur Dağlarındaki isyanların ve asayişin sağlanması amacı ile 1878 yılında kurulmuştur. Cebeli Bereket Sancağının merkezi 1905 yılında Osmaniye’ye taşınmıştır. 
 
I.Dünya Savaşı’ndan sonra 24 aralık 1918’de Fransız birlikleri, işbirlikçi Ermeni çeteleriyle Adana ve yöresini işgal etmişler, Türk milis kuvvetlerinin şiddete direnmesi, işgalcilerin önemli kayba uğramalarına neden olmuştu. 20 Ekim 1921’de imzalanan Ankara İtilafnamesi hükümleri uyarınca 5 Ocak 1922’de Fransız işgal kuvvetleri yöreden çekilmişlerdir. 
 
Cumhuriyetin ilanından sonra sancakların vilayete dönüştürülmesi ile Cebeli Bereket Vilayet olmuş, 1933 yılında da yeniden ilçe olarak Adana’ya bağlanmıştır. 1996’da da il konumuna getirilmiştir. 
 
Osmaniye’de günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Karatepe Hitit Yerleşimi, Hierapolis Castobela kenti kalıntıları, Hemit Köyü’nde Hemite Kalesi, Çardak Kalesi, Gastabala Kalesi, Savranda Kalesi (Kaypak Kalesi), Toprakkael, Karakışla Kalesi, Kırıklı Kalesi, Aslantaş Hitit Kalesi, Aslantaş Açıkhava Müzesi, Saat Kulesi, Ala Cami bulunmaktadır. Kadirli Almacık, Sumbas Bağdaş, Ürün, Zorkun, Dokurcan, Çığraş, Beyoğlu Savrungözü, Hasanbeyli Almanpınarı ve Maksutoluğu Yaylaları ilçenin doğal güzellikleri ve mesireleridir.